Çıralı sırtlarında Likya Yolu’nun gözde noktalarından biri olan Yanartaş (Chimera) bulunur. Kayalıkların arasından çıkan doğal gazların oksijenle buluşması ile hiç sönmeyen alevlere ev sahipliği yapan Yanartaş’ı özellikle gece ziyaret etmek eşsiz bir deneyimdir.
Chimera efsanesi
Grek mitolojisi ve Homeros’un anlatımına göre Chimera (Kimera), bugün Tahtalı adıyla bildiğimiz Olympos dağında yaşayan ağzından ateşler saçan ve Likya ülkesine korku salan bir canavardır. Kimi tasvirlere göre aslan, keçi ve yılan olmak üzere üç başlıdır; kimi tasvirlere göre ise aslan başlı, keçi gövdeli ve yılan kuyrukludur.
Ephyra (Korint) kralının oğlu Bellerophontes (Bellerofon) kazara kardeşini öldürdükten sonra Likya ülkesine sürülür. Cezası ölümdür ama Likya kralı misafirini alenen öldürtmek istemez, bunun yerine Chimera’yla savaşmak üzerine onu görevlendirir, kurtulamayacağını düşünür. Bellerophontes tanrılardan yardım ister ve tanrılar da ona kanatlı at Pegasos (Pegasus)’u dizginleyebilecek bir eyer verir. Bu şekilde Pegasos’u yakalayan Bellerophontes kanatlı atın üstünde Chimera’ya saldırır.
Günler ve geceler süren savaşın sonunda Bellerophontes mızrağını Chimera’ya saplayarak onu Yanartaş kayalıklarında yerin yedi kat dibine gömer. Chimera ölür ama alevleri yerin altından sonsuza kadar yeryüzüne ulaşacaktır.
Bellerophontes’in kahramanlığını kutlamak için bir şenlik düzenlenir. Chimera’nın alevleriyle meşalelerini yakan koşucular buradan Olympos’a koşarlar. Olimpiyat meşalesinin de kaynağı budur.
Ulaşım
Çıralı sahilinden Ulupınar yönüne 3 km gidildiğinde Yanartaş Milli Parkı giriş gişelerine ulaşılır. Gişelerden girildikten sonra 1 km’lik bir tırmanışla Yanartaş (Chimera) kayalıklarına gelinir. Alevleri daha iyi görebilmek için akşam saatlerinde gidilmesi daha uygundur. Olympos’tan 21:00’da kalkan turlara katılarak da gidip dönmek mümkündür.