Olympos Antik Kenti

Olympos Antik Kenti, plaja kadar uzanan nehrin iki tarafında konumlanmış dünyanın en güzel antik kentlerinden biridir. Tarihi kalıntıları uzaktan izlediğiniz bir müze olmaktan çok, içinde bulunduğu ormanla bütünleşmiş sokaklarında gezdiğiniz yaşayan bir antik kenttir. Antik kentin bu özel durumu, kalıntıların çoğu oldukça hasar görmüş olsa da kendinizi binlerce yıllık bu kentin geçmiş zamanlarının bir ziyaretçisi, ya da Indiana Jones filmlerindeki kaşifler gibi hissettirir. Antik kentin bittiği yerde de tüm ihtişamıyla Olympos-Çıralı plajı başlar, keşif serüveninizi noktalamak için harika bir yer!

Olympos Antik Kenti yerleşkesi Milattan Önce (M.Ö.) 300 yılından başlayarak üç farklı dönemin mimari kalıntılarını içerir:

  • Helenistik Dönem
  • Roma Dönemi
  • Bizans Dönemi

Helenistik Dönem ve Likya Birliği

Olympos yerleşiminin ilk zamanları Helenistik Dönem izleri taşır. Antik Likya Birliği üyesi kentlerden biridir. Tarihte bilinen ilk demokratik birliği kurmuş olmakla bilinen Likyalılar, farklı kentlerden bir araya gelmiş olmalarına rağmen ortak bir kültür oluşturmuş ve bir federasyon yaratmıştır. Bu özelliğiyle ABD federatif anayasasına da ilham olduğu söylenir. Likya Birliği nüfusuna oranlı oy hakkı olan 23 kentten oluşur, Olympos da en çok oy hakkı olan kentlerden biridir. Ayrıca Phaselis ile beraber Likya Birliği’nin en önemli liman kentlerindendir.

Olympos’un bu döneminde Pers ve Antik Yunan tanrılarına törenler düzenlenmektedir. Pers ışık tanrısı Mithra‘dan gelen ilhamla mı yoksa bu coğrafya hep güneşli olduğundan mıdır bilinmez ama Likya kelimesi de Likçe’de “ışık ülkesi” anlamına gelmektedir. Olympos kentinin ismi ise 10 km uzağında bulunan Tahtalı Dağı’ndan (antik dönemdeki adı Olympos) gelir.

Korsanlık faaliyetleri ve depremlerden kaynaklı Olympos’ta bu döneme ait çok az sağlam kalıntı vardır, en önemlisi surlardır. Köprü ayağı ve tiyatro da Helenistik temellidir ancak Roma döneminde onarım gördüğünden üslubu bu döneme benzer.

Roma ve Bizans Dönemleri

Olympos Antik Kenti’nde şu an görülebilen şehir kalıntılarının neredeyse tamamı Roma ve Bizans dönemlerine aittir. Bu dönemde hala Likya Birliği var olmakla birlikte Roma İmparatorluğu’na dahil olmuştur (iç işlerinde bağımsız bir eyalet olarak). Yavaş yavaş antik Yunan inanışlarıyla beraber Hristiyanlık da yaygınlaşmaya başlamıştır.

Antik kentteki belirgin kalıntılardan bazıları:

  • Nehrin güney yakasında: Güney Nekropolü, Alkestis Lahti, surlar, tiyatro, hamam ve Ceneviz Kalesi
  • Kuzey yakasında: Kuzey Nekropolü, Roma Tapınağı, anıtsal mezar, Piskoposluk Kilisesi, mozaikli yapı, liman anıt mezarları, Kaptan Eudemos’un Lahti ve Akropol

M.S. 200 yıllarında savaşlara katılan bir geminin kaptanı olan Eudemos için yapılan anıt mezardaki duygusal şiir de dikkat çekicidir:

Son limana girdi demirledi çıkmamak üzere,

Çünkü ne rüzgârdan ne de gün ışığından medet var artık.

Işık taşıyan şafağı terk ettikten sonra Kaptan Eudemos,

Oraya gömüldü gün misali kısa ömürlü gemisi, kırılmış bir dalga gibi.

Akdeniz ormanlarının içine gömülmüş bu güzel antik kenti karış karış keşfettiyseniz Ceneviz Kalesi sırtlarından Olympos-Çıralı plajının muhteşem manzarasını da izlemeyi de unutmayın.

Antik Kente Giriş

Olympos Antik Kenti’ne girişler Müzekart ya da 1-10 geçişlik kartlarla yapılmaktadır. Bu kartlar Antik Kent gişelerinden alınabilir. Gişelerin giriş-çıkış saatleri vardır. 2022 yaz dönemi için giriş 06:45 çıkış 20:00 olarak belirlenmiştir (diğer sezonlarda bu zamanlar değişebilir). Plaja ulaşım da aynı yol üzerinden sağlanmakta dolayısıyla saatler plaj giriş-çıkışlarını da bağlamaktadır.

Comments are closed.