Peru | Ica’dan Lima’ya çölde bisikletle 9 gün

Peru’da bolca dağ ve yağmur ormanları havası aldıktan sonra bir de çöl iklimini görmek istedik. Pasifik kıyısı boydan boya çöl olan Peru’da Ica’dan başkent Lima’ya kadar 9 gün 400 km bisiklet sürdük. Yolun en ilginç durakları çöldeki vaha Huachachina ve canlı çeşitliliği nedeniyle küçük Galapagos denen Paracas idi.

Ica eyaleti başkent Lima’ya 4 saat otobüs mesafesinde. Biz Cusco’dan Lima otobüsüne binip Ica’da indik. Cusco yazımıza göz atmak için şuraya buyrun:

Peru | Cusco: Bütün yollar ona çıkıyor


Cusco-Lima otobüslerinin çoğu çift katlı (=küçük bagaj =bisiklet almıyor). Sadece Econociva (klimasız) ve Palomino’nun (klimalı) tek katlı otobüsleri vardı. Cusco’dan Lima 21 saat, Ica 17 saat sürüyor. Palomino firmasından kişi başı 150 sol ve bisiklet başı 30 sol ödeyerek bilet aldık. 20 Aralık akşamı Cusco’dan böylece ayrıldık.


Rotamız

Download file: From_Ica_to_Miraflores.gpx

Rotayı GPX formatında indirmek için üstteki bağlantıya sağ tıklayıp “Save link as” diye kaydedin.


1. Ica-Huachachina (10 km)

21 Aralık öğleden sonra Ica’ya vardık. Bisikletlerimizi kurarken kasklarımızı Lima’ya doğru devam eden otobüste unuttuğumuzu farkettik. Görevlilerle konuşup ertesi gün sefer yapacak bir otobüsle kasklarımızın geri dönmesini İspanyolca ayarlamayı başardık 🙂


Ica şehir merkezi çok kalabalık ve sıcak. İki saat kadar anlamsızca dolandıktan sonra görülecek birşey olmadığına karar verip bisikletlerimizi Huachachina’ya sürdük.


Ica şehir merkezinin bittiği yerde direkt kum tepeleri başlıyor. İlk defa çöl gördüğümüz için ilginç geldi, uçsuz bucaksız kumlar. Huacachina çöl ortasında doğal bir gölcüğün etrafına kurulmuş minicik bir yer ve epey turistik.

Huacachina vahası

Hava kararırken kalacak bir hostel aradık. Burada fiyatlar oldukça pahalı. And bölgesinden gelince ufak bir şok geçiriyorsunuz. Huachachina Sunset Hostel diye bir yerde banyolu oda kahvaltı dahil bir oda tuttuk (140 sol). Hiç tavsiye edilecek bir yer değil bu arada (çok gürültülü ve özensiz) ama bölgede genel olarak iyi bir yer var mı ona da emin değiliz.


2. Huacachina (0 km)

Huacachina’da günümüzü göl kenarında gezinerek ve kum tepelerine tırmanarak geçirdik. Kum tepeleri gerçekten büyüleyici. Çöl kumu incecik, deniz kumundan çok farklı. Rüzgarla tepeler saat saat yer değiştiriyor. Güzel bir deneyimdi.

Bildiğiniz çöl

Huacachina’da çöl araçlarıyla (buggy) kum tepelerinde safari veya kum kayağı (sand board) da yapabiliyorsunuz. Biz denemedik.

Kum tepelerinden Huacachina vaha manzarası

Huacachina’da yemek seçeneği çok az ve pahalı. Ica yolu üzerinde daha uygun ve düzgün lokantalar var, biz oralarda yedik.


3. Huacachina-Paracas (75 km)

Sabah Huacachina’dan çıkıp Ica merkeze sürdük. Otobüste unuttuğumuz kasklar geri gelmişti şansımıza, onları aldık ve kendimizi Panamerican otoyoluna vurduk.


Panamerican, Alaska’dan Arjantine uzanan dünyanın en uzun otoyolu. Toplamı 48bin kilometre. Bisiklet sürmek için iyi bir yol sayılmaz aslında çünkü hem çok sıkıcı (ööyle dümdüz) hem de sert Pasifik rüzgarı alıyor.  

Panamerican Otoyolu

Ica çıkışı bağlar ve şarap tesisleri dolu. Bu bölge Peru’nun üzüm deposu, şaraplar ve Pisco adlı Peru içkisi burada üretiliyor. Çöl asması olduğundan bu üzümlerin özel bir niteliği varmış. 


Akşama doğru Paracas’a vardık. Paracas hoş bir sahil kasabası. Backpackers House isimli bir hostelde 60 sol’e ortak banyolu ama çok temiz bir oda tuttuk. Hostelin güzel bir terası ve ortak mutfağı da var.


4. Paracas Milli Parkı ve Ballestas adaları (35 km)

Paracas’ta koruma altında bir milli park ve sahilden yarım saat açıkta Islas Ballestas (Ballestas adaları) bulunuyor. Bugünü bunları gezmeye ayırdık.


Islas Ballestas’ı görmek için hostel aracılığıyla bir tur aldık (30 sol). İskelede de ayrıca Ballestas için giriş bileti almak gerekiyor (16 sol). Ballestas ile birlikte Milli Parkı da gezecekseniz 22 sol’e kombine bilet almak daha hesaplı oluyor (biz öyle yaptık).

Islas Ballestas'a sürat teknesi

Sabah Paracas iskelesinden sürat teknesiyle okyanusa açıldık. Yolda Paracas yamaçlarına işlenmiş Candelabro geolifini gördük. Geolifin yaşı bilinmiyormuş ama etrafında bulunan çömlek kalıntıları MÖ 200 yılında burada yaşayan Paracas medeniyetine aitmiş. 

Candelabro geolifi

Ballestas adalarına geldiğimizde bizi ilk balıkçıl kuş sürüleri karşıladı. Başınızın üstünde dans eden yüzbinlerce kuş, inanılmaz bir görüntüydü.

Kayalarda balıkçıl kuşlar

Bu kayalıklara Poor Man’s Galapagos (garibanın Galapagos’u :)) deniyor. Galapagos kadar olmasa da burada da müthiş bir canlı çeşitliliği var.

Güney Amerika'nın Humboldt penguenleri

Çesit çeşit kuşlar, Humboldt penguenleri ve deniz aslanlarını doğal ortamlarında gördük. Tur 1.5-2 saat kadar sürüyor.

Güneşlenen deniz aslanları

Karaya döndükten sonra bisikletlerimize atlayıp Paracas Milli Parkı’na gittik. Giriş gişeleri Paracas merkeze 12 km.

Çöl kumuna asfalt bu kadar oluyor

Girişten sonra soldaki patikayı izleyerek yarım adada çember çizdik. Sırasıyla Playa Yumaque, Playa Roja ve Lagunilla’yı görüp burdan sonra müze yolunundan devam edip girişe geri döndük.

Playa Roja'da sarı kırmızı ve mavi

Paracas Milli Parkı komple çöl içinde olan bir milli park. İçerisinde flamingolar ve başka balıkçıl kuşlar bolca görülüyor. Özellikle Playa Roja, sarı çöl kumu + kırmızı çakıl + mavi okyanus kombinasyonuyla enteresan bir yerdi. Buradaki kırmızı çakıl volkanikmiş. İçeriğinde soğumuş magma parçaları var ve koruma altında.

Dune gezegeni gibi. Dikkat kum solucanı çıkabilir!

Milli parkta gidiş dönüş dahil 4 saat geçirdik. O gün Noel arifesiydi, akşam ortalıkta kimse yoktu. Hostele döndüğümüzde hostel sahiplerinin ailecek kocaman bir sofra kurduklarını gördük. Noellerini kutladık. Biz de kendimize bakkaldan minik bir Paneton alıp Perulu usülü bir Noel akşamı geçirdik.

"Feliz Navidad!"


5. Paracas-Chincha Alta (64 km)

Sabah Paracas’tan çıktık yine Panamerican otoyolunu izleyerek Pisco’ya doğru sürdük. Yolda sahilde bir sürü flamingo gördük. Pisco’dan hemen önce San Andrés adlı bir balıkçı kasabasından geçerken yan yana sıralanmış ceviche lokantalarını görünce dayanamayıp durduk. Oldukça kalabalıktı, biz de sıramızı bekleyip bir masa kaptık.

Pasifik okyanusunda flamingolar

Cevicheria’larda ceviche (asitte pişmiş çiğ balık) haricinde balık ve deniz ürünü kızartmaları, balık çorbası ve paela tarzı deniz ürünlü pilav gibi yiyecekler bulunuyor. Peru’da genellikle halkın tatil günleri gidip bira eşliğinde takıldıkları mekanlar bunlar. 


Biz ceviche ve chiccharon (kızarmış deniz ürünleri) içeren duo combinado’dan istedik (35 sol). Her masaya önce ikram olarak bardakta balık çorbası geliyor. Leche de tigre (kaplan sütü) denen bu çorba aslında ceviche’nin yapıldığı marinatın süslenmiş hali (ve inanılmaz güzel). 

Duo combinado: Chiccharon + Ceviche (fasulye ve tatlı patates ile)

Öğlen öğlen iyi yiyip biraları da içince yarı uyuklar vaziyette tekrar yola koyulduk. Bir süre sonra Pisco’ya vardık. Şehir meydanına gittiğimizde şaşırdık, Peru’nun milli içkisine adını veren bu şehri daha büyük bekliyorduk. Hem burada yapacak birşey bulamadığımızdan hem de bugün az yol yaptığımıza karar verdiğimizden haritadan gece kalmak için yeni bir hedef seçtik: Chincha Alta. 


Kötü seçim 🙂 Chincha Alta saçma bir şehirdi. Oldukça büyük ve kalabalıktı. Çok sayıda otel, iki avm, restoranlar, şarap tesisleri ve bol bol casino. Muhtemelen bizden başka hiçbir yabancı uğramamıştır buraya 🙂 ama yerli turist çoktu. Neden bu kadar kalabalık olduğunu anlamadık ama tahminimiz Noel tatilinde casinolara gelen insanlardan kaynaklı.


Kalacak yer ararken bir sürü saçma otelin arasında güzel bir yer bulmayı başardık: Hostal Súmar. Ama bildiğiniz resepsiyonlu lobili otel. 80 sol’e banyolu bir oda tuttuk ama oda olarak Peru’da kaldığımız en lüks odaydı diyebiliriz.


Bu arada Chincha, İspanyol sömürge döneminde buraların Afrikalı köle merkeziymiş. Şu an Casa Andina otel zincirinin bir parçası olan San Jóse Çiftliği’nin altındaki tünellerde binlerce köle zincirli olarak tutulup çevre çiftliklere kiralanıyormuş. Artık bu bölgede siyahi bir nüfus bulunmuyor ama gördüğümüz kadarıyla turistik eşya olarak siyah oyuncak bebekler vs bu bölgenin simgesi olarak satılıyor (kölelik çağrışımlı bu oyuncaklar bize epey biçimsiz geldi).

Chincha'da hediyelikçiler :/


6. Chincha Alta-San Vicente de Cañete (55 km)

Chincha’dan tekrar Panamerican otoyoluna indik. Tüm yol Cañete ayrımına kadar iniş çıkışlarla çölden gidiyor ve yol kenarları yarı inşaat şeklinde binalarla dolu. Peru’da kim neden burada yaşamak istesin bilemedik. Yol üstünde kamyoncu lokantasında menü yedik (kamyoncu lokantalarının lezzetli olması dünya genelinde geçerli sanırız).


Cañete ayrımından (nehir) sonra ilk defa tarlalar ve yeşillikler başladı. Günü San Vicente de Cañete kasabasında bitirdik. Meydanı sevimli, yazlık yer havası var. Bir önceki gün kaldığımız Chincha gibi Cañete de zamanında siyahi nüfusun yaşadığı bir yermiş. Kölelik döneminden sonra da burada kalan Afro-Perulular müzikleri ve kültürleriyle burada var olmuşlar. Şimdilerde daha büyük şehirlere göç etmişler. Hospedaje Jardines isimli hostelde 40 sol’e banyolu oda tuttuk.


7. San Vicente de Cañete-Mala (63 km)

San Vicente de Cañete’den sabah çıkıp yine Panamerican’a bağlandık. Yol üstü bir lokantada menü yedik (ana yemek olarak Chancho a la Leña güzeldi). 

Çöl, okyanus ve Panamerican otoyolu

Yolda Asia denen yazlıkçı bölgesinde otoyol kenarında onlarca birbirinin aynısı dondurmacı gördük. E.T. marka. Bu kadar çok varsa bir özelliği vardır diye düşünerek durup denedik. Çeşitli taze meyve ve kuruyemişlerden oluşuyor ve hayatımızda yediğimiz en iyi dondurmaydı. 


Günü Mala kasabasında bitirdik. Meydanı bile olmayan çok küçük bir yer. Güç bela kalacak yer bulduk. Peru nerede kalacağım kaygısını en son yaşayacağınız yer; en küçük kasaba ve köyde bile konaklayacak bir hostel illa ki oluyor. Hostel Las Casuarinas isimli yerde 50 sol’e banyolu oda tuttuk.


8. Mala-Punta Hermosa (50 km)

Sabah Mala’dan çıkıp Panamerican üzerinden Punta Hermosa’ya geldik. Punta Hermosa yazlık villalar ve otellerle dolu oldukça lüks bir sörf beldesi. Dükkanlar Avrupai ve herşey cok pahalı. Harika okyanus manzaralı iki sörf plajı var.

Noel Baba'nın Punta Hermosa gardrobu bu şekilde

Burası gördüğümüz kadarıyla Lima’lı zenginlerin haftasonu kaçamağı yaptıkları bir yer gibi. Gecelediğimiz hiçbir yerde burdaki kadar çok hostelle görüşmemize gerek kalmamıştı açıkçası, fiyatlar o kadar pahalı. En son ismini hatırlamadığımız bir hospedaje’de 120 sol’e banyolu ve balkonlu oda tuttuk.

Lüks sörf kasabası


9. Punta Hermosa-Lima (40 km)

Sabah biraz okyanusu ve acemi sörfçüleri izledikten sonra yolumuzun son kısmını kat etmek için Panamerican otoyoluna çıktık. Punta Hermosa’dan 15 km kadar sonra başkent Lima başlıyor. Merkeze (Miraflores) kadar sürdük ve işte yaklaşık 2 ay sonra yine Lima’daydık.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>